25 Ağustos 2012 Cumartesi

bugün sohbet edeceğiz sizinle

Bugün biraz sohbet edeceğiz sizinle. gerçekle bağlantınızı kopardığınız anlar olmuştur kesin. biraz oturup düşünürüz. hatta bazı anlar olur ki sadece oturur düşünürüz. bugün sadece aşklardan değil muhabbetimiz. bazen devletler, hükümetler sıkar canımızı bazen eş, dost, akraba... yahut tutar bir reklam müziği uçurur gider sizi gerilere, eskilere, olduğunuz ama o an olmamanız gereken yerlere. forbidden zone!

bugün biraz konuşacağız. bomboş konuşacağız ama can sıkıntısından değil, beynimizin ağırlığından. her kıvrımında ayrı ayrı can çekiştiğimiz günlük saçmalıklarımızdan. mesela ip atlayan çocukların hırkalarını düzelteceğiz bugün. gidip yanına ben obsesifim, çocuk! düzelt yakanı diyeceğiz. hiçbir şey anlamayacak ama düzeltecek. hergün hiçbir şey yapmadan uyduğumuz kurallar gibi. ya da napalım biliyor musunuz? bugün toplantılarımıza pijamalarımızla gidelim. o james bond tipi çantanın modası geçsin bugün. renkli renkli heybelerimiz olsun. makyaj yapmayalım misal bugünlük. bugün herzamankinden fazla sevişelim bir de. bugün o hiç yapamadığımız fantazileri de konuşalım. sapık mısın oğlum sen diyelim birbirimize, yada kolunu cimcikleyelim arkadaşımızın 'kız sen ne aşifteymişssin' diye kıkırdayalım. yapalım bunu.

devlet dedik ya biz. bak nerelere geldik. suriye'yi bugün gündem dışı etmeyelim. sevgiliden gelen mesajdan daha fazla önemi olsun bugünlük. empati kuralım. mültecileri düşünelim, düşünelim ama iki taraflı. misal çok büyük maddi külfet bize. diğer yandan insani bir gereklilik belkide. arada kalalım. bu arada kalış farklı olsun ama. bu kalış farklı baktırsın gözleri, anlamlı ya da adı herneyse. siyahi başkanı bir kerede biz yorumlayalım örneğin. futbol konuşmak yasak olsun bu gece.

deli gibi içelim sonra. sokağa çıkalım, ilk gördüğümü güzel kıza, ne kadar güzel olduğunu söyleyelim. ama karşılıksız. ama hiçbirşey beslemeden. sadece takdir etmek gibi. yıldızlı pekiyi gibi, kırmızı kalemle. o kız bizi hiç yanlış anlamasın mesela, surat yapmasın, popocuğu nümerik anlamda yerden yükselmesin. gülümsesin bize. biz onu tekrar görmeyelim.

yolun hem sağından hem solundan gidelim bugün. sinyal vermeyelim dörtlülerimiz yansın. ne sağcılar kırılsın bize ne solcular, orta yolcular da onlardanız sanmasın. bu dünya'ya yanlış geldik izlenimi verelim. dörtlülerimizi yakalım, her an arıza verecekmiş gibi korksunlar bizden. bilmiyorum bugün farklı geçsin işte diğerlerinden. bilmiyorum bugün bizim resmi tatilimiz olsun. ama olsun ...

eren akgül

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder