27 Kasım 2014 Perşembe

Selim vol 2

Ahsen'le 14 yaşında tanıştım. O plakçı da çalışırdı ben okula giderdim. Her kadına aşık olabilirdim, 14 yaşındaydım, aklımı günde 2 kez elime boşaltırdım. Ama ben onu seçmiştim. O beni seçmedi nihayetinde. Serde de erkeklik var ya yazıldım peşine bir gün. Dedim "kızım" beni sevmiyor olabilirsin. Hatta zerre de hoşlanmayabilirsin. Beni olgun da bulmayabilirsin, sonuç olarak orta okula gidiyorum. Ama öyle muhallebi bebesi de değilim o ayrı. Gömleğim dışarda, kıravat meme ucumun az ötesinde. Çorabımın içinde kısa maltepe var. Tüm eğitim-öğretim hayatım da şu defterden ibaret. Bu tabii güldü geçti bana konuşturmadı bile. Kadın dediğin kaçında olursa olsun kahpe abicim. Aldı ağzımdan yarım sigarayı yürüdü, geçti. Gittikçe küçülür demişti resim dersine giren kodumun karısı perspektiften ötürü. Büyüdü de büyüdü Ahsen tersine. Bi cigara daha çektim çorabın arasından, kravatı elime aldım bir taraftan. Bu hareketler sonraki 24 sene boyunca benimle kaldı. Sonra bir ara kendi evine çıktı.

Hayat bu ya. Bir eczanede gördüm bizimkini. Emin ol bir salı akşamıydı. Cumartesi olsa böyle  olmazdı. Cumartesi eğlenceli gündür oğlum, cumartesi değildi. Yüzünde bir gülümseme bunun. Ama yaşlanmış tabi. Çizgiler var suratta. Ama gördü ya beni açıldı dalga dalga o çizgiler. Lan hani taş atardık ya aladağ çayına, o hesap. Her neyse naber Selim dedi, kocaman olmuşsun. Hani evlenecektik hani Gülden Karaböcek gelecekti düğünümüze. Yine aynı kahkaha! Demedim mi hangi yaşta olursa olsun kahpe şu kadın milleti! Tabii günlerden de salı. Vallahi cumartesi değil. Evleniriz dedim, evlenirdik. Zaten insan en saçma cümleleri böyle günlerde kurar. Karı o zaman 28-29 vardı. 24 sene diyorum usta. Bir sigara daha çektim. Bu sefer gömlek cebinden. Senin anlayacağın insanın anıları her bünyede ayrı kanal. Bu karı hala işin dalgasında. Bak misal ben hiç unutmam. Cumartesi olsa bir çay içerdik. İlla bir pastane bulurduk. En kötü Aslan abi'nin mekana giderdik. Gitmez miydik?

eren akgül