7 Temmuz 2014 Pazartesi

saçmasalak

Ve ben korsan oluyorum bazı geceler, dilimizin varmadığı düşüncelere yelken açıyorum. Fırtınasız batıyorum, tayfasız ve çözümsüz. Bazı bazı, çıkıp da pruvaya bir sigara yakıyorum sonra. Bu bir çeşit es verme oluyor yaşananlara. Denizi seyrediyorum kesintisiz. Başka bir şeyi seyretmeye imkan var mı sanki diye geçiriyorum içimden. Cevap vermek istemiyor, insan. Bir taverna müziği getirsin diye bakıyorsun sonra rüzgara. Gıcırdayan direkler ve yanabileceğinden daha az yanan kandillerden başka bir şey göremiyor insan ve sonsuz karanlık... Bunların tamamına seçilmiş bir hayatın ön sözü demeyi uygun buluyorum. Bunu çok asilce söylüyorum esasında. Tek elim cebimde, kaftanım da bir esinti. Vintage bir şapkam var ve gözlerim hafif kısık. Ağzımdaki izmaritin boğazını sıkıyor dudaklarım. Şekilciliğe önem veriyorum korsan olduğum geceler.

Ve her gece korsanlık sıkar avare insanları. Ben bazı geceler vaşak oluyorum. Yaşıtlarıma göre iyi koşuyorum ayrıca. Kilitlendiğim bir şey varmışçasına koşuyorum. Kendimce manevralar ve efektler. Orman yeşil bir bulantı şeklinde akıyor sol şeritte. Belki birkaç gerizekalı belgeselci o an beni çekiyor. Neye koştuğumu görmeden hikayeler yazıyorlar, o an uydurulmuş ismime. Gerçekten güzel koşarsan hayatta, doğru adımlar ve manevralarla... Neden kaçtığını kimse sorgulamaz, hatta bir şeyden kaçtığını anlamak şurada dursun, bunu farketmezler bile...


Ve her vaşak yorulur. Bende yoruluyorum. Kendime geldiğimde gelişmekte olan bir ülkenin başında bir diktatörüm. Çoğusu başbakan diyor, orası kesin. İnsan ve erkek olmanın da verdiği yetkiye dayanarak herkesi sikesim var o da kesin. Buna fakirlerden, cahillerden başlamak istiyorum, şüphesiz. Cahiller ve özellikle aptalları seksin doğasına uygun hareket ederler. Siktikçe çoğalan bir çaresizlik. Bazen o kadar büyüyorum ki benim dışımda kimse düşünsün istemiyorum. Düşünen insan, hayvan olamaz çünkü. Oysa bu bir ülke değil çiftlik benim için, anlıyor musun. Bir kaç bakıcı ve ben yeterim. Onlara "bakan" diyorum sözü açılmışken. 


Her diktatör asılır, vurulur. Ben hariç.  Sözüm meclisten dışarı. Meclistekiler olayı biliyor zira. Lafım sana. Ve başka birşey olamıyorum daha fazla. Her zorba gibi yarım bir hikaye, havada kalmış, mantıksız ve külliyen zarar.


eren akgül