Bugün seni unutamama alışkanlığımın 1. yıl dönümü. Vivaldi öldü, 2
ay kadar oldu. Duyduğumda 2 sigara yaktım tekini bir şarapçının dudağına
iliştirdim. Hava soğuktu ve duman yetersizdi, o kadar. Geçen zaman büyük bir
sürtünme ve çokca yıkıntı. Yıkıntılar arasında birkaç köpek yavrusu. Çocuklar
adını garip koymuş, belki ben olsam "umut" diye seslenirdim.
Bilmem... Zaten annem hiç izin vermedi eve getirdiğim mutluluklara. Buna 2. el
tebessümlerde dahil.
Bugün kutlanacak kadar iyi bir gün değil. Bunu bir kez daha
anladım. Salı işte bugün. Ne beklersin ki? Ama yinede var şarabım. Tıpası
plastik ve yaşı kesinlikle benden küçük bir şarap. Ve bu sene 47 saniyem,
olmadı senden başka birşeye ayırabileceğim. Bugün düşünecek kadar şanslı
değildim. Yine de ninja kamlumbağalar hala yalnız. 10 cm daha kısa olsam onlara
katılırdım. Olmadı. Küçükken mahalle maçlarına da almazlardı zaten beni.
Üzülecek vaktim olsa işte buna üzülürdüm. Ve düşünürdüm de inan. Düşünmek benim
tek haltımdı ve sana en yakın anlarımdı. Yoksa bakabilir miydim ellerine sen
olmadan bu kadar yakından? El demişken balık kraker yer misin? Ve ben almıyım
sigara yaktım...
Ve daha afilli isimler bulamadık "unutamamalara"... Ama
youtube'da yeni şarkılar çıktı yalnızken dinlenen... Bilemezsin. Hepsiyle ayrı
ayrı yürüyüşe çıkmak istedim. Hepsine anlatacak şeylerim vardı. Birde küçük
şişem. Su katsan olmayacak kadar küçük. Ellerin kadar. Şizofren gibi görünmeyi
beceremedim bir de. Ama aslında zaten şizofrenmişim onu anladım işte. Son akşam
yemeğimizde anladım. Yemeğin ortasında içeri dalan ya o yeşil deve ne
demelisin. Ya bizden bunun için özür dileyen fiona? O kadar mahçup oldu
kızcağız. Şimdi ne zaman arasam telesekreter. Nereliydi o hem? Bir tabelada
"far far away" yazıyordu. Rakım:1812
Çok zaman geçmedi ama ferit'le görüştün mü bilmem. O gece ateş
yakmıştık evinin önünde. Sen balkondaydın. Balkonda bir minder, biraz çiçek,
azca mandal. Ferit çok çöktü 1 senede. Bir okulda koçluk yapıyordu ve
kesinlikle çapkın değildi. Gülşen bibikoğlu'nu ise kodunsa bul! Ve cici kızlar
bugün kesinlikle regl... Tüm şarkılar ayrı keyifsiz. Bugün bir kutlama
yapılacak kadar iyi değil. Herşeyden önce salı, bugün...
Bugün sıradan birgün. Hayatımın gelecek diğer günleri gibi.
Anlatılan her masal biraz yavan o günden sonra. Olimpos'da son caretta elinde
son yumurtasıyla ayrıldı 18inde. Ben şahitim, ve hatta rapunzel de... Unutamama
gün dönümleri. Sahte sohbetler ama içten. En sevdiğin tatlıyı reddetmek gibi.
Neden sorularının sonuna soru işareti konulmadığı yıllarda yazıyorum bu yazıyı.
Mutluluğun tanımını yaptırıyorum sağa sola ve kupon biriktiriyorum birlikte
günler için. 40 yaşına geldiğinde saçlarını sarkıt kulenden. Teknoloji ne
olursa olsun sen bir çay koy. Hafif bir müzik çalsın ardından. Mümkünse bir
etek giy mutlaka rüzgar olur nihai buluşmalarda. saçlarınla dans etsin illaki
sephia olur sözcüklerimiz. Ve bugün o gün dediğimde yıl o iken yaş ise 40.
“Nasılsın” deme… Belki bir “hoş geldin” iyi olur. Belki sadece bir gülümseme.
Çok gül, az öl.
GÖNDEREN:
Eren AKGÜL
ANAYURT/TALAS
ALICI: DAUGHTER OF THE SUN
FAR FAR AWAY/MERKEZ PTT