26 Aralık 2012 Çarşamba

18.12.12


Bugün seni unutamama alışkanlığımın 1. yıl dönümü. Vivaldi öldü, 2 ay kadar oldu. Duyduğumda 2 sigara yaktım tekini bir şarapçının dudağına iliştirdim. Hava soğuktu ve duman yetersizdi, o kadar. Geçen zaman büyük bir sürtünme ve çokca yıkıntı. Yıkıntılar arasında birkaç köpek yavrusu. Çocuklar adını garip koymuş, belki ben olsam "umut" diye seslenirdim. Bilmem... Zaten annem hiç izin vermedi eve getirdiğim mutluluklara. Buna 2. el tebessümlerde dahil.

Bugün kutlanacak kadar iyi bir gün değil. Bunu bir kez daha anladım. Salı işte bugün. Ne beklersin ki? Ama yinede var şarabım. Tıpası plastik ve yaşı kesinlikle benden küçük bir şarap. Ve bu sene 47 saniyem, olmadı senden başka birşeye ayırabileceğim. Bugün düşünecek kadar şanslı değildim. Yine de ninja kamlumbağalar hala yalnız. 10 cm daha kısa olsam onlara katılırdım. Olmadı. Küçükken mahalle maçlarına da almazlardı zaten beni. Üzülecek vaktim olsa işte buna üzülürdüm. Ve düşünürdüm de inan. Düşünmek benim tek haltımdı ve sana en yakın anlarımdı. Yoksa bakabilir miydim ellerine sen olmadan bu kadar yakından? El demişken balık kraker yer misin? Ve ben almıyım sigara yaktım...

Ve daha afilli isimler bulamadık "unutamamalara"... Ama youtube'da yeni şarkılar çıktı yalnızken dinlenen... Bilemezsin. Hepsiyle ayrı ayrı yürüyüşe çıkmak istedim. Hepsine anlatacak şeylerim vardı. Birde küçük şişem. Su katsan olmayacak kadar küçük. Ellerin kadar. Şizofren gibi görünmeyi beceremedim bir de. Ama aslında zaten şizofrenmişim onu anladım işte. Son akşam yemeğimizde anladım. Yemeğin ortasında içeri dalan ya o yeşil deve ne demelisin. Ya bizden bunun için özür dileyen fiona? O kadar mahçup oldu kızcağız. Şimdi ne zaman arasam telesekreter. Nereliydi o hem? Bir tabelada "far far away" yazıyordu. Rakım:1812

Çok zaman geçmedi ama ferit'le görüştün mü bilmem. O gece ateş yakmıştık evinin önünde. Sen balkondaydın. Balkonda bir minder, biraz çiçek, azca mandal. Ferit çok çöktü 1 senede. Bir okulda koçluk yapıyordu ve kesinlikle çapkın değildi. Gülşen bibikoğlu'nu ise kodunsa bul! Ve cici kızlar bugün kesinlikle regl... Tüm şarkılar ayrı keyifsiz. Bugün bir kutlama yapılacak kadar iyi değil. Herşeyden önce salı, bugün...

Bugün sıradan birgün. Hayatımın gelecek diğer günleri gibi. Anlatılan her masal biraz yavan o günden sonra. Olimpos'da son caretta elinde son yumurtasıyla ayrıldı 18inde. Ben şahitim, ve hatta rapunzel de... Unutamama gün dönümleri. Sahte sohbetler ama içten. En sevdiğin tatlıyı reddetmek gibi. Neden sorularının sonuna soru işareti konulmadığı yıllarda yazıyorum bu yazıyı. Mutluluğun tanımını yaptırıyorum sağa sola ve kupon biriktiriyorum birlikte günler için. 40 yaşına geldiğinde saçlarını sarkıt kulenden. Teknoloji ne olursa olsun sen bir çay koy. Hafif bir müzik çalsın ardından. Mümkünse bir etek giy mutlaka rüzgar olur nihai buluşmalarda. saçlarınla dans etsin illaki sephia olur sözcüklerimiz. Ve bugün o gün dediğimde yıl o iken yaş ise 40. “Nasılsın” deme… Belki bir “hoş geldin” iyi olur. Belki sadece bir gülümseme. Çok gül, az öl.

GÖNDEREN:
Eren AKGÜL
ANAYURT/TALAS

ALICI: DAUGHTER OF THE SUN
FAR FAR AWAY/MERKEZ PTT