17 Kasım 2012 Cumartesi

cumartesi geceleri


bu arada resme başlamışsın tekrar. duydum.
çizmek unutmaktır anı ve büyük oranda hatırlamaktır demiştik. o gün salıydı.
salı genelde alelade bir gündür. üzerinde durmuyorum o yüzden. gülerek anlatıyorum sonra bazı anıları. bu arada resme başlamış duydum diye bitiriyorum cümlelerimi. çok konuşuyorum ayrıca son günlerde. sessizlik, yalnızlığın bir yansıması demiştik, unuttun mu? işte o gün perşembeydi. Perşembe, cuma'ya çok yakındır. o yüzden ağladım.

bu arada "sen nasıl istersen" demiştin. ben farklı isterdim, söylemeyemedim. sen "bana farketmez" demiştin. farketti mi diye çok düşündüm. özellikle cuma günleri. cuma apayrıdır çünkü. kıyamet de kopabilir, arkadaşlarla içiledebilir. Cuma herşeye uygun birgün. salı olsa böyle olmazdı. salı çok sıradan. hem ben pazarcılardan nefret ederim.

ve duydum ki resme başlamışsın. yeniden... kız kulesini de çiz. kız kulesi yalnızlığın bir yansımasıdır. bunu konuşmadık eminim. ve bira soğuk içersen...

Sevmek demişken, seviyorum seni bir de. Ama sevmek demişken yanan sigaralar geç biter. izmarite kadar çekilen nefesler vardır ve yine... ritmi tutturamadığın şarkı girişimleri vardır ve yine... birçok şey vardır cumartesi gecelerinde. kopmayan kıyametler kutlanır nevizade'de. çok fazla ışık yoktur ve bira 4 liradır bazı barlarda. ve bu arada ben resim çizemem. ama anlatırım. biraz seni anlatırım, biraz beni. tuz kokusu yayılır tuvale. mavi rengi tutturamam ama çok fazla mavi damlar ayak parmaklarına. ve biraz kumludur parmakların. nemden mi senden mi bilmem çok sıcak gelir hava. hava dediğin de çoğu azot işte. halbuki oksijen niyetli çektik çoğu nefesi. Ve yine görüyorsun her istediğin olmuyor şu hayatta. ama sen resme başlamışsın. olur da bir fincan boya almaya gelirsen kapıyı tıklatmadan gel. ve çıkarma ayaklarını, öylece gel. öyle gel ki işte, utansın tüm ahlak kuralları. ve resim de çiz tabi... bira da al dolaptan, bira soğuk...

eren akgül

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder