19 Eylül 2013 Perşembe

birbirine platonik

Şimdi melankolik yürüyüşler yapıyoruz, ayrı-ayrı. Biraz sağlık için, biraz ihtiyaçtan. Artık cümlelerimiz kısa ve havadan sudan. Bunu dünya'nın en eski ve yazısız kuralı olarak kabul etmişiz. Sen daha çok gülüyorsun, ben daha çok konuşuyorum. İkimiz de birer çay söylüyoruz. Biraz ucuz diye, biraz en akla gelen seçenek olmasından. Uzun uzun karıştırıyoruz. Bu şimdi bir stil bizde. Tarzımızı koyuyoruz platonikliğe. İki birbirine platonik. Dünya'ya yeni bir bakış açısı getiriyoruz. Tüm kavuşamamalı filmlere bir seneryo. Tüm ayrılık şarkılarına güfteler yerleştiriyoruz. Bu bizim için bir stil oluyor...

Şimdi boş konuşmalarda gizlice birbirimize bakıyoruz. İkimizde sıkılıyoruz, ayrı-ayrı... Çok bakışırsak birimiz muhabbete giriyor. Bu bizim kamuflemiz oluyor. Biraz ihtiyaçtan, biraz zeki miyiz ne? Böyle durumlarda cümleler uzun oluyor. Yüklemleri de yüklem hani. Bayağı eylem ifade ediyor. Sonlarına ünlemler yerleştiriyoruz. Bu bizim tarzımız oluyor. Bir imza son sayfaya. Yada iyi dilekler bir kitabın ilk sayfasına. Sonra birer çay daha söylüyoruz. Bu sefer sırf öylesine söylüyoruz. Ağır ağır bir şarkı başlıyor, şimdi. Yan tarafta ki kafeden sokaklara yayılıyor. Çok güzel geliyor sesi. Kimin söylediğine dair tahminlerde bulunuyoruz, içimizden. Ayrı-ayrı... Üzülüyoruz da tabii. Üzülmez mi insan hiç. 

Ben yine saçma sapan şeyler anlatıyorum. Sen olman gerekenden daha dikkatli dinliyorsun. Eminim çok şaşırıyorsun da... Bir an her virgülde öpesim geliyor seni. Sen tabi daha bi ilgilisin.. Ellerimiz de kolumuzda ne kadar varsa tüy, hepsi ayakta. Kalkmışlar olan bitene, şaşkın. Ben futbola geçiyorum, sen telefonuna sanki hemen, o anda biri arayacakmış gibi sarılıyorsun. Golsüz bir beraberlik bu. Hem dostluk maçı diyoruz adına, hem ataklarla savaşıyoruz birbirimizle. Sen geç olduğunu söylemek zorunda kalıyorsun. "geç oldu artık, gitmeliyim" diyorsun. Ben geç olduğunun farkında, üzülüyorum. Sana geç kaldığımı, herşeye ve kendime. Yanak yanağa vedaya özen gösteriyoruz. Önce el uzatmayı bile atlamıyoruz. Birbirine platonik ayrılıyoruz. Asla son gülümsemeyi unutmuyoruz... Biraz ihtiyaçtan, biraz gereklilikten... İyi geceler.

eren akgül

5 yorum:

  1. Karşılıklı platonik ilk defa duydum ve çok ilginç geldi. Gercekten böyle birşey yaşadınız mı? Sizin için o süreç nasıldı? Biraz anlatır mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pardon uzun süredir giriş yapmamıştım sorunuzu çok geç gördüm. Gerçekten yaşandığı sadece düşünülebilir. Eğer bu sorunun cevabını bilsek galiba koyduğumuz isim yanlış olurdu. Diğer taraftan anlatmamı istediğiniz şeyi aslında yazımda anlatmaya çalışmıştım.

      Sil
  2. Sanırım yoksunuz artık blogta..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. umarım cevabım size ulaşır tatmin edeceğini düşünmesemde.

      Sil