6 Mart 2014 Perşembe

sanatsız iç ses

Ne zaman saçım dökülmeye başlasa saçımı uzatıyorum. Dünya da saç uzatmak sadece bana, bir bana yakışmıyormuş gibi bir his var bende. Ne zaman bir sorun görsem en zıt ve kolay olan yolu seçiyorum gördüğün gibi. Carlos, tuttu tüy dökmeye başladı. Gittim mamasını değiştirdim. Oturup ona fikrini dahi sormadım, iki çift laf etmedim. Belki de yapım bu. Herkes için kararlar alıp bunu hayatta ki tek doğruymuşçasına uyguluyorum. Üst komşu televizyonun sesini çok açarsa ben daha çok açıyorum. Gidip bu şikayetimi dile getirmektense o an dinlediğim şarkının keyfini çıkarmak bana daha mantıklı geliyor. Bencil miyim? Evet. 

Ne zaman kavga etsek seninle ya da sustursam seni süpersonik tartışma yeteneğimle.  İçim acıyor. Acımaz mı? Ben tartışma kaybetmedim ömrümde. Sustum mu, evet

çok sustum. Ama kendimi hep bir şekilde ikna ettim. Yanılmadığıma. Bu beni zor insan yapıyor. Bir de adi, piç,şerefsiz. Bunlar bir çeşit oscar benim dünyamda.

Oysa ben, hep 17 yaşındayım. O türküde de dediği gibi...  Ve hep içim ürperir sesini duyduğumda.

Eren AKGÜL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder